Bir dönem Türkiye’deki hemen hemen tüm sağlık kuruluşlarında duvarları süsleyen, işaret parmağını dudaklarına götürüp “sus” yapan kadının fotoğrafı, hepimizin zihnine kazınmıştır.
Peki “Bayan Sus” olarak bilinen bu kadın aslında kim? Fotoğrafın hikâyesi ne? Şimdiki hâli nasıl? Hepsini anlatalım.
“Bayan Sus” olarak bilinen kişi, Dilek Tunca.
“Hemşire” deyince belki de aklımıza ilk gelen görsellerden biri olan bu fotoğrafın sahibi Dilek Tunca, aslında hemşire falan değil. Kendisi bu fotoğrafın çekildiği dönemlerde turizmcilik, mankenlik, fotomodellikle hayatını sürdürüyormuş.
1967 yılının yaz aylarında, İstanbul Reklam Ajansı tarafından aranmış ve hastanelere bir “sus tabelası” koymak istediklerini, bunun için bir modele ihtiyaç duyduklarını söylemişler. O sırada 20’li yaşlarında olan Dilek Tunca, daha önce deterjan reklamlarında da oynamış hatta adı “Bayan Omo”ymuş.
O zamanlar fazla manken de yokmuş.
Dilek Tunca’nın söylediğine göre o dönemlerde 10-12 kişilik bir manken grubu varmış. Kast ajansı diye bir şey ya da bağlı oldukları ajanslar da yokmuş ve reklam ajansları arayıp haber verirmiş.
“Bayan Sus” fotoğrafı için ise Dilek Tunca’yı seçmişler. Tunca, Almanya’dan dönüp hemen ertesi gün fotoğrafı çektirmeye gitmiş. Kıyafetleri ise bir hastanenin başhemşiresinden ödünç almışlar. İşte o günden itibaren hem hemşire olarak tanınmış hem de ismi “Bayan Sus” olmuş.
Kendi hikâyesini ise şu şekilde anlatıyor:
“Hastaneye gittiğimde hemşireler ve doktorlar bana bakıyor ve tanıdık, aşina geliyorum. İstemsizce yakın davranmaya başlıyorlar. Bu duruma epey gülüyorum. Hatta bir gün göz doktoruna gittiğimde doktor bana bakıp ‘Yüzünüz bir yerden tanıdık geliyor.’ dedi. Tam arkasında ise benim fotoğrafım asılıydı. Çaktırmayıp güldüm ve ‘Olabilir tabii.’ dedim. Genelde o kadının ben olduğunu söylemiyorum.”
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: